Yükleniyor
  • Müşteri Destek
  • 0216 410 55 33

ISO 9001 KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ İLKELERİ

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi standartları esas olarak sekiz yönetim ilkesine ayrılır.

 

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi standartları esas olarak sekiz yönetim ilkesine ayrılır. Bu ilkeler üst kurul tarafınca örgütsel faaliyetlerin iyileştirilmesi çabalarının temelini oluşturur. İlkeler ISO'nun 176 numaralı teknik alt kurulda çalışan uzmanların ortaklaşa gösterdikleri çabalarının ve tecrübelerinin bir ürünüdür. Bahsettiğimiz ilkeler;

• Müşteri Odaklılık
• Liderlik
• Katılım
• Süreç Yaklaşımı
• Yönetimde Sistem Yaklaşımı
• Devamlı İyileşme
• Kanıtlara Dayalı Karar Verme
• Tedarikçilerle İlişkilerde Karşılıklı Yarar Esası

Bu sekiz ilkenin, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi serisinin ana kaynağını meydana getirmekte ve bütün ilkelerin faal bir şekilde idare edilmesi ile örgütsel performansta iyileşmenin elde edileceği ileri sürülmektedir. Bu ilkelerin teşkilatın kendine özgü vaziyetine nasıl uyarlandığı teşkilattan teşkilata farklılık gösterebilir. ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi serisinden tesirli bir şekilde faydalanabilmek için her teşkilat ilkeleri kendi gerçekleri ile bağdaştırarak yorum katmalı ve uygun bir biçimde uyarlamalıdır.

Aşağıda bahsettiğimiz bu ilkelerin manası ve sağlayacağı olası yararlardan söz edilmektedir.

1. Müşteri Odaklılık İlkesi

Teşkilatlar, bilhassa da kar amacı elde etmek isteyen teşkilatlar, tüketicileri sayesinde varlığını sürdüren kuruluşlardır. Bu sebeple bugünkü ve ileride oluşacak tüketicilerin gereksinimlerinin farkına varılmalı, onların gereksinim ve taleplerini giderebilmeli ve bunun dışında tüketiciye beklenenin üstünde bir performans gösterebilmenin metotlarını aramalıdırlar. Bu sayede tüketiciler tarafından elde edilen hasılat ve piyasa payında artış görülebilecek ve yükselen tüketici bağlılığı sayesinde tüketicilerin satın alım sıklıklarında artış sağlanacaktır.


2. Liderlik


Kalite idaresi bakımından tesirli liderlik tutumunun bir hayli mühim olduğu belirtilmelidir. Lider, teşkilat genelinde misyon bütünlüğünü sağlayan kişidir. Lider, teşkilat içindeki her insanın kendi potansiyelini maksimum seviyede göstereceği bir zemin yaratmalıdır. Bu sayede teşkilat içinde çalışan insanlar örgütsel misyonlar ile ilgili daha net bir bilgiye sahip olacak, çalışmaların ortak bir amaca hizmet edecek biçimde dizayn edilmesi sağlanacak, örgütsel aşama sırası kapsamındaki türlü aşamalar arasındaki yanlış anlaşılmalar minimum düzeye çekilmiş olacaktır.

3. Katılım


Örgütsel yapının en mühim bileşeni insan kaynaklarıdır. İnsan kaynaklarının örgütsel sürece faal bir biçimde katılım sağlaması ile bu kaynağın potansiyeli tam anlamıyla fark edilebilecektir. İnsan kaynaklarının örgütsel süreçlere yoğun bir biçimde katılım sağladıkları teşkilatlardaki işçilerin isteklendirilmesi ve örgütsel bağlılık seviyelerinin küçümsenemeyecek derecede iyileştiği belirtilmektedir. Bu çeşit teşkilatlarda insan kaynaklarının yenilikçilik ve yaratıcılık potansiyelleri ortaya çıkacak, insanlar endi performans seviyeleri hakkında mesuliyetlerini yerine getirecek ve devamlı iyileşme çabalarına katkı sağlayacaklardır.

4. Süreç Yaklaşımı

Örgütsel kaynaklar ve çalışmalar süreç yaklaşımıyla idare edildiğinde örgütsel misyonlara ulaşım daha tesirli ve basit bir biçimde sağlanabilecektir. Süreç yaklaşımı ekonomik açıdan maliyet avantajı getirmekte, neticelerin daha evvel tahmin edilmesini sağlamakta, fırsatların öncelik derecesine göre sıralanmasında kolaylık sağlamaktadır.

5. Yönetimde Sistem Yaklaşımı

Birbiri ile alakalı süreçlerin sistem anlayışı kapsamında ifade edilmesi ve idare edilmesi örgütsel verimliliğin ve etkinliğin iyileşmesi bakımından bir hayli mühimdir. Sistem yaklaşımı ile istenilen neticelere ulaşmada zorunlu olan süreçler en uyumlu biçimde bütünleştirilebilir.

6. Devamlı İyileşme

Örgütsel performansın devamlı iyileştirilmesi teşkilatın kalıcı misyonu olmalıdır. Devamlı iyileşmenin teşkilatlara sağladığı mühim yararlar arasında, teşkilat bünyesince devam ettirilen çalışmaların stratejik amaçlara uygunluk gösterir hale getirilmesi ve yakalanan fırsatlar hususunda gösterilen esnekliğin sürdürülmesi sayılabilir.


7. Kanıtlara Dayalı Karar Verme


Kararlar, bilgi ve malumatlar ışığında alınmalıdır. Böylece alınan kararların doğruluk seviyesinde yükselme görülecektir. Daha önce alınan kararlar ile bu kararların neticeleri arasında ilişki kurulabilecektir. Gerek duyulduğunda alınan kararların yeniden incelenip değiştirilmesi de kolaylaşacaktır.

8. Tedarikçilerle İlişkide Karşılıklı Yarar Esası


Bir teşkilat ve tedarikçileri karşılıklı bağlılık ve yarar esasına uygun olarak çalışmalar yapan paydaşlardır. Bu çeşit bir münasebet her iki tarafında hizmet yaratma sürecini pozitif yönde iyileştirecektir. İyileştiren pozitif münasebet sayesinde farklılaşan Pazar ve tüketici isteklerinin süratli ve tesirli bir biçimde giderilmesi sağlanacak, ekonomik maliyet ve kaynak kullanımı optimize edilebilecektir.


Whatsapp ile ulaşın